26/08/2018
Hayat yolculuğunda insanın yaşamı mevsimlere benzer. İnsan ruhu yapısında dört mevsimin özelliklerini barındırır. Kimi zaman güneşlidir, kimi zaman yağmurlu, bazen bir gün içinde bu iki durumu aynı anda yaşayabileceği bahar geçişlerini yaşar. Yetişkinlik çağı, ruhumuzdaki bu değişkenleri, geçişleri fark ettiğimiz ve buna göre mevsimsel önlemler alabildiğimiz, yetişkinlik meziyetlerinin olduğu bir dönemdir. Ruhumuza daha kış gelmeden, yakacak odunlarımızı, erzağımızı almayı öncesinde akıl edebiliriz. Her türlü sert hava şartlarına rağmen aldığımız önlemler sayesinde daha rahat bir mevsim geçişi yaşarız.
Ancak çocukluk ve ergenlik dönemi psikolojik dinamiklerinde, yetişkinlik dönemindeki mevsim değişiklikleri gibi dengeli olamamakta. Özellikle çocukluk döneminde çocuk ruhunun daha gelişmemesi sebebi ile,o ruh coğrafyasında tek mevsim yaşanır. Sağlıklı okul, aile ve sosyal ortam içinde büyüyen çocukların ruhu bol güneşli baharı ve yazı yaşarken, tam tersi şartlar içinde olan bir çocuk ruhu için sonbahar ve kış mevsimleri hakim olur. Ergenlik dönemi ise başlı başına karmaşanın olduğu bir gelişim sürecidir. Bir gün içinde dört mevsimi yaşayabileceği gibi, bazen aylarca tek bir mevsimin hakim olduğu bir ruhsal coğrafyaları vardır ergenlerin. Bu dönemde ergenin hayatında doğru yönlendirme, destek ve aile yapısı var ise bu geçişler daha az sancılı geçebilir. Onun ruhunda fırtınalar,sağanak yağışlar olacaktır, ancak kasırgaların, hortumların, heyelanların olmasını engellemek bahsetmiş olduğumuz destekçi sosyal şartlar ile mümkündür. Bu süreci aşağıda daha detaylı bir şekilde anlatacağım.
Çocukluk dönemi insan için dışa en bağımlı olduğu hayat dönemidir.Çocuk bu dönemde varlığını devam ettirebilmek adına ve ihtiyaçlarının karşılanması için ailesine çok fazla ihtiyaç duyar.Çevreyi organize edebilme,sorunlarla baş edebilme, yeni çözüm yolları üretebilme gibi alanlarda gelişimsel olarak olgunlaşmadığı için pasif ve edilgen olarak çevredeki olaylardan direk olarak etkilenir.
Çocuk, aile içi olumsuz dinamikleri zihinsel süreçlerinde çözemediği için doğrudan psikolojik problemler olarak onun davranış boyutuna yansır. bu noktada çocuk psikolojisini değerlendirirken ve dinamiklerini değiştirirken, çocuğun içinde yaşadığı sosyal çevrenin etkilerini düzenlemek gerekir. Aile, okul, mahalle gibi sosyal çevre doğrudan çocuk psikolojisini etkileyen yapılardır. Çocuk psikolojik bir problem yaşıyorsa, bu problemin kaynağını ve ip uçlarını bu sosyal çevre şartları içinde yakalamak önemlidir.Olumsuz çevre şartları çocuk psikolojisinde ‘’tırnak yeme,altıslatma,çalma ve yalan söyleme davranışı,ağlamakrizleri,aşırı hareketlilik,söz dinlememe,huysuzluk’’ ve bir çok şekilde kendisini gösterir.Yanlış anne-baba tutumları travmatize edici çevresel şartlar,ihmal ve istismar,taciz,bakımın eksik bırakılması, olumsuz ekonomik ve sosyal şartlar gibi sebepler çocukluk dönemi psikolojik sorunlarının ana sebepleridir.
Bu sorunların tespitinde çocukla yapılan resim çalışmaları ,oyun sırasında gözlem çalışmaları , çocuğa yönelik psikolojik testler,uzman gözlemi ve aile öyküsü alınması en etkili yöntemlerdir.Bu sorunlara yönelik çözüm üretmek için çocuk psikoterapi seansları , anne baba eğitimi ve kurumlar arası diyalog ,resim ve oyun aracılığı ile çocuğun rehabilite edilmesi, çocuk ile yapılan psikoterapi çalışmaları, uzman yönlendirmesi önemlidir.
Ergenlik dönemi dünya sağlık örgütü kriterlerine göre on bir (11) yaşta başlayıp çocuğun aileden bağımsız bir ev hayatına ve iş hayatına başladığı süreye kadardır.Busüre yaklaşık on bir-yirmi dört(11-24) yaşları arasına denk gelir. Ülkemizde son zamanlarda bu kriterlere göre ergenliğin son bulma sürecinin uzadığı gözlemlenmiştir.
Ergenlik hayatın en çalkantılı dönemidir,puberte – bulueçağı olarak adlandırılan bu dönemde, çocuk biyolojik ve psikolojik başkalaşma evresine girmiştir.Çocukluktançıkıp yetişkinlik çağına girildiği bu geçiş evresi bir çok psikolojik problemin ortaya çıkabilmesine sebep olacak kaotik bir dönemdir.Ebeveynler çocuklarının yaşadığı bu sorunlarla baş etme noktasında çok büyük sıkıntılar yaşayabilmektedir,kendi ergenlik dönemlerinde ve çevresinde gözlemlediği ergenlik dönemi özellikleri ile çocuklarının ergenlik dönemlerini kıyasladıkları için sorunla dahada karmaşık hale gelmektedir. Ortaya çıkan nesiller arası değerler çatışması bu anlaşılmazlığı daha da derinleştirmektedir.Anlaşılmadığını düşünen ergenler ailesinden daha fazla uzaklaşarak sokaktaki kendisinin anlaşıldığını düşündüğü arkadaş ortamlarına daha fazla zaman ayırmayı seçerler.Bu durum da onları dış tehlikelere karşı daha açık hale getirir.Bu tehlikeler yanlış sosyal grup seçimine bağlı olarak ‘’madde kullanımı,çete faaliyetleri,kişilik bozuklukları ve davranım bozuklukları,derin psikolojik problemler’’ide beraberinde getirmektedir.Özellikle ergenlik döneminde ailenin ne yapacağını bilememesinden kaynaklı geri durmaları çocuğu bu tehlikelerle baş başa bırakır.
Erkek çocuğu için baba,kız çocuğu için anne etkili bir rol model değil ise çocuk bu zorlu dönemdeki sorunlarına destekçi rol modelini aile dışı kişilerde arayacaktır.Bunedenle ailenin bu süreç hakkında eğitilmesi , bilinçlendirilmesi çocuklarının yanında durabilmeleri açısından çok fazla öneme sahiptir.Bu süreci bir uzmandan destek alarak geçirmeleri sağlıklı olacaktır.
Ergenlik ve Çocukluk Döneminde görülen Psikolojik Problemler:
Çocuklarda görülen psikolojik problemler daha çok davranış boyutuna yansıyan kısımları ile kendisi belli ederler. Bu davranım bozuklukları yanında yaygın gelişimsel bozukluklar olan a-tipik otizm, otizm, redsendromu, asperger sendromu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi durumlar genetik kökeni olan kalıtsal problemlerdir, bu çocuklar özel eğitime tabi tutulması gereken ve ailesinin bu konuda eğitilmesi gereken ayrı bir grup içinde değerlendirilir. Bu sorunların yanında,özel öğrenme güçlükleri yaşayan diğer bir çocuk grubu vardır, bu gruptaki çocukların yaşadığı problemler; disleksi (okuma güçlüğü), disgrafi(yazı yazma bozukluğu), diskalkuli(matematiksel öğrenme güçlüğü).
Çocuğun gündelik yaşamı, aile yapısı ve iç dünyasının etkileri ile ortaya çıkan psikolojik problemlere bağlı geliştirdiği davranım bozuklukları şunlardır; yalan söyleme, alt ıslatma, tırnak yeme, aşırı öfke patlamaları, huysuzluk, söz dinlememe, uyku problemleri, ağlama krizleri, yemek yeme sorunları, dışkı tutma, anne babadan ayrılamama, kardeş kıskançlığı gibi problemleri sayabiliriz. Çocuğunuzda bu ve benzeri sorunları gözlemliyorsanız eğer bir uzmana başvurmanız gerekmektedir.
Ergenlik döneminde ortaya çıkan veya kendisini belli etmeye başlayan bazı kişilik bozukluğu örüntülerinin bu dönemde keşif edilip, tedavi edilmeye başlanması halinde, bu sorunların yetişkinlik dönemi kişilik örüntüleri halinde yerleşmesini önlemek açısından kritik bir yaş evresidir. Bu dönemin sorunlarını bir uzman danışmanlığında atlatan kişiler, yetişkinlik dönemi kişilik yapılanmasında, daha dengeli ve topluma uyumlu kişilik örüntüleri geliştirmektedirler.
Ergenlik döneminde görülen başlıca psikolojik problemleri şu şekilde sayabiliriz;
*İntihar en önemli risk faktörüdür.
*Maddenin kötüye kullanımı.
*Kişilik bozuklukları ( Erken müdahale halinde, yetişkinlik dönemine etkisi azaltılabilinir)
*Asosyal yapı, Antisosyal yapı ve sosyal geri çekilme problemleri.
*Uygunsuz arkadaşlıklar (Çeteye yönelme)
*Otoriteye karşı itaat problemleri
*Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite,
*Davranım Bozukluğu,
*Sınav Kaygısı, okul fobisi, ayrılma anksiyetesi
*Korkular, Öfke, Depresyon,
*Tikler ve Takıntılar,
*Kardeş Kıskançlığı, Ailede Boşanma ve Kayıp,
*Herhangi bir kayba bağlı yas süreci gibi zorlu yaşam evreleri,
*Aile içi iletişim sorunları vb. çocukluk ve ergenlik döneminde en sık karşılaşılan problem durumları arasındadır.
Uzm.Klinik Psikolog Osman İLHAN
Bi Nefes Psikolojik Danışmanlık Merkezi