26/08/2018
Paranoya, karmaşık duygulara sebep olan ruhsal bir hastalıktır. Bu hastalığın en belirgin özelliği hezeyanlardır. Hastalar kendilerine eziyet yapıldığını, haksızlık edildiğini düşünürler. Bunu kötülüğü yapanlar herkes olabilir. Bu rahatsızlık daha çok erkekleri etkisi altına almaktadır. Bu hastalığı yaşayan kişiler korku, sevinç, öfke, gurur, kin gibi duygularını yoğun bir şekilde yaşarlar. Bu sayede çevre ile olan ilişkileri zedelenir ve toplum içerisinde yalnız kalma gibi sonuçlar doğurabilir. Çeşitli çevresel faktörlere bağlı olarak tetiklenerek açığa çıkabilir. Daha çok erkeklerin güven zemininde oluşturamadıkları yakın ilişkilerde, karşı taraftaki partnerin güvensiz davranışlarıyla tetiklenebileceği gibi, kişinin kendi hezeyanları ile karşı taraftaki bireyi güvenilmeyen olarak algılamasını da sağlayabilir. Bu yönüyle iç içe geçerek birbirini tetikleyen yönüyle karmaşıktır.
Özellikle güven ve öz güven problemi olan, bağlanma sorunu olan, ayrılık anksiyetesi yaşayan, travmatikgeçmişi olan, genetik alt yapısıyla hazır oluşu olan, bağımlı ilişkilerle yapışmacı yapıdaki kişilerde daha fazla görülmektedir. Kişi gerçekliği çarpıtarak zihninde yarattığı kuruntu, vesvese, kanıtı olmayan varsayımlarla oluşturduğu inanışlarına kapılır, karşı tarafı bu şekilde algılayarak itham eder. En nihayetinde paranoyakça şüpheciliği ile itham ettiği insanların uzaklaşması ile yalnız kalır. Kişi bu durumu normalliği olarak yaşayarak, sorununa farkındalıksızdır. Kişiliğinin normal dinamikleri olarak zan etme eğilimindedir. Psikoterapi çalışması, kişinin yaşadığı sorunun kişiliğinden bağımsız psikolojik bir rahatsızlık olduğunu fark ettirmeye çalışır. Özellikle stresli ortamlarda, belirsizliğin olduğu durumlarda bu kişilerin paranoyaları daha çok açığa çıkarak, kişiyi yıkıcı duyguların-düşüncelerin içine hapis eder.
Paranoya belirtileri nelerdir?
• Kişinin dayanaksız olarak başkaları tarafından sömürüldüğü, aldatıldığı ve zarar verildiği düşüncesine kapılması.
• Başkalarına karşı kin tutar, onur kırıcı hareketleri ve görmezden gelinmeyi asla unutmaz.
• Sıradan sözleri bile aşağılanmak, gözdağı verilmek olarak algılar.
• Kimseye sır vermek istemez, söyleyeceklerinin kötü niyetle kullanılacağını düşünür.
• İş arkadaşlarının ve dostlarının bağlılığından ve güvenilirliğinden kuşku duyar.
• Sadece kendinin algıladığı hareketlerden dolayı öfke ve saldırı tepkileri gösterir.
• Eşi ve arkadaşlarının sadakatinden kuşku duyar.
Bu belirtilerin dört tanesinin bir arada olması, paranoya rahatsızlığını düşündürtmelidir. Bu kişilerin ortak özelliği geçimsiz ve tekrar eden sorunlar yaşayan kişilerdir. İlişki içinde olduğu kişilere sert tepkiler vererek, isteklerini karşılamayı amaçlarlar. Etrafındaki kişileri kontrol etme gereği duyarlar. Eleştirilmeye karşı hassas ve kapalıdırlar. Eleştirilmeyle karşılaştıklarında hemen cephe alırlar. Fakat kendileri başkalarını eleştirmekten rahatsız duymazlar hatta alışkanlık halinde tekrarlayarak karakter haline getirirler. Yapılan işlerde sürekli başkalarını suçlarlar. Gerçek ile ilgisi olmayan fikirlere kapılırlar. Kendilerini diğer insanlardan devamlı olarak büyük görürler, savunma durumuna geçerek karşısındaki insanları bunaltırlar.
Paranoya ile birlikte görülebilen psikolojik rahatsızlıklar
• Majör depresyon
• Farklı kişilik bozuklukları
• Alkol ve madde bağımlılığı
• Saplantılar
Tedavisi; Psikiyatrik ilaç kullanımı ile beraber giden psikoterapi çalışması kişinin gerçeklik algısı ile olayları, insan ilişkilerini, çevresel değişimleri objektif-somut-olduğu gibi algılayabileceği yapıyı tekrar kazanması amaçlanır.
Paranoid kişilik bozukluğu, bulunan kişiler genel olarak şüphe içinde olan, bütün insanlara güvensizlik duyan özelliktedir. Çevresine düşmanca tavırlar sergiler, sürekli huzursuz ve kızgın yapılarıyla bilinirler. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler, tedavi olmak ve farkındalık geliştirmek için çaba harcamazlar. Erkeklerde kadınlara oranla daha yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Genetik olarak aile bireyleri arasında geçiş yapar. Erken ergenlik döneminde başlaması yaygın olan bozukluğu yaşayan kişilerin çok fazla kıskanç olmaları dikkat çekici diğer bir özelliktir. Etrafında bulunan kişilerin, eşlerinin nedensiz olarak sadakatini sorgularlar. Hastalar genellikle duygusuz görüntü verir, gerçekçi olmalarıyla gurur duyarlar. Bazı durumlarda ömür boyu sürecek olan bir rahatsızlıktır. Kişilerin çoğunlukla evlilik hayatları, gündelik hayatları ve iş hayatları sorunlarla doludur. Psikoterapi çalışması ile tedavi edilmeleri uygundur. Grup psikoterapisi çalışması için uygun hastalar değillerdir. Bozukluk hezeyan, halüsinasyon ve formaldüşünce bozukluğu içermediğinden, paranoidşizofreniden ayrılır. Bu ayrımı yapmak kliniksel açıdan önemlidir.
Paranoid kişilik bozukluğunun belirtileri nedir?
• Karşılarına çıkan kötü davranışları affetmedikleri gibi, kin tutma duyguları fazladır.
• Yalan söyleme ve gerçekleri saptırma oldukça yaygındır.
• Herkesten üstü olduklarını düşünerek, ukalalık yapar, kendine fazla güvenirler.
• Otoriteye karşı baş kaldırma eğilimleri vardır.
• Kuşku duyma, kıskançlık ve çekememe duyguları baskındır.
• Sorumluluk almak istemez ve suçunu üstlenmekten kaçınırlar.
• Çevresinden gelen normal davranışları bile kötü olarak algılamak.
• İnsanların sadakatlerinden şüphe duymak ve çevresine güvensiz olmak.
• Sadece kendilerini korumak amacıyla, aşırı derecede saldırgan tutum sergilemek.
• Başkalarını suçlama eğilimi içinde olmak.
• İnatçı, sabit fikirli ve ketum bir yapıda olmak.
• Her an için kızmaya, agresifleşmeye ve öfkelenmeye hazır olmak.
Neden oluşur;
Genç ergenlik döneminde daha çok ortaya çıkmaktadır. Yalnızlık, aşırı hassasiyet, arkadaş edinememe, fanteziler, tuhaf karşılanacak düşüncelere sahip olma gibi belirtiler görülür. Çocukluk geçmişlerinde travmatiksömürüye maruz kalma öykülerine rastlanmaktadır. Öz güven sorunlarına bağlı olarak hissedilen yetersizlik duygusunun kaynağını dış dünyaya yansıtarak, sürekli suçlayıcı davranışlar ile yansıtma halindedirler. Bebeklik dönemlerinde, sevgi ve bakım veren kişilerden gelen kızgınlık ve sevginin aynı anda olabileceğini öğrenemeyenler de risk altındadır. İki duygunun aynı insanda bir arada bulunmasını sağlamaya çalıştıklarında, nefretin sevgiyi yok edeceğini düşünerek, anksiyete durumu yaşarlar. Bunun önüne geçebilmek için, tüm kötü şeyleri dışarıdaki insanlara yöneltirler. Bu şekilde dış dünya kötü olursa, kendilerini bu kötülük karşısında mağdur olarak hissedip iyi oldukları-kaldıklarını düşünerek anksiyete geriliminden kurtulmaya çalışırlar. Kötü olan bu dış dünyanın kendilerini kurban edeceklerini düşündükleri için paranoid boyutta yaşanan şüphecilik ile tetik halinde yaşantı sürdürürler. Benlik gelişiminin tamamlanmadığı bu kişiler, karşısındaki insanların kendisi hakkında kötü düşündüklerini ihtimal olarak değil kesin olarak algılayarak, ketum tutum içinde esneklik gösteremezler.
Tedavisi;
Bu kişilik bozukluğuna sahip bireyler için psikoterapi çalışmaları en uygun olan tedavi yöntemidir. Kişiye gerçeklik zemininde dış dünya algısı kazandırılarak, paranoid yapıdaki kişiliklerinin gerçekliği çarpıtan kuşkuculuğunu kırmak ilk hedeftir. Güvensizlik zemininde sır vermekten kaçınan ve yakın ilişkiyi sömürüleceği yönünde tehdit olarak algılayan yapıları nedeniyle, psikoterapistin danışana güven vermesi hayati derecede önemlidir. Gurup terapisi başarı sağlamayacağından, bireysel olarak yürütülen psikoterapi çalışmaları, tedavi için daha etkilidir. Diğer önemli nokta, danışanın seans içerisinde asla utandırılmaması gerekmektedir. Tam oluşmamış benlik gelişimine bağlı alınganlık gösterme eğilimi gösteren danışanlar karşısında dikkatli olmak gerekmektedir. Alınganlık bu yapıların genel karakteristik özelliği olduğu için psikoterapinin gidişatını belirlemesi açısından göz önünde tutulması gerekmektedir.
Uzm.Klinik Psikolog Osman İLHAN
Bi Nefes Psikolojik Danışmanlık Merkezi