26/08/2018
Pasif agresif olan kişiler, işleri ağırdan alan, engelleyici ve iş yavaşlatıcı davranışlar sergileyen, erteleme alışkanlığı olan, sabote edici davranışlar sergileyen kişilerdir. En basit olaylar karşısında küsüp kendilerini geri çekebilirler. Otorite ile olan ilişkileri dalgalanmalıdır, otoriteyi hem ret edilmesi gereken ve özgürlüğü kısıtlayıcı figürler olarak görebilirken aynı zamanda sempatik, cana yakın, babacan kişiler olarak da görürler. Ancak otorite onlardan bir iş istediğinde, boyun eğip işi yapması halinde o otoritenin boyunduruğunu kabul etmiş gibi görüneceklerini düşündüklerinden, işi erteleme ve yavaşlatma şeklinde sabote edici davranışlar geliştirirler. Otoriteyi desteleyen, ve otorite tarafından onaylanan kişilere karşı gizli öfke ve kıskançlık duyguları geliştirerek, o kişilerden nefret ederler ve o kişilerden küserek uzaklaşırlar. Bu bozukluğu yaşayan kişilerin agresyonları histrionik kişilik bozukluğu ve borderlinekişilik bozukluğu agresyonundan daha şiddetlidir. Bu kişileri sürekli somurtkan, şüpheci gözlerle etrafa bakıp niyet okuyan, insanları çok kolay harcayan, duygu değişimlerini anlık gözlerinde yakalayabileceğiniz kişilerdir. Aynı zamanda bu kişilerin gösterdiği öfke ve geri çekilmeleri, size karşı küskünlükleri aynı zamanda size yönetebilme taktikleridir. Onun sözlü-sözsüz, yadasadece davranış boyutunda gösterdiği, gizli davranışlarıyla da gösterebileceği bu öfke halleri karşısında siz geri çekilmeyi seçebilirsiniz bu durumda sizi pasifize ettiğini düşünerek mutlu olacaktır, yada siz onun düşmanlığını karşınıza almak istemeyip daha boyun eğici bir ilişki modeline geçerseniz o kişiyle o zamanda size yenilgiye uğratıp kendi erkini size kabul ettirdiğini düşünerek zafer duygusunu yaşayacaktır. Hali hazırda kazanın hep kendisi olduğunu düşünecektir, bu kişilerle çok dengeli bir ilişki içinde olmalısınız. Histrionikler bu ele geçirme oyunlarını daha çok cinsellikleri üzerinden kurgularken, borderline kişiler öfke patlamaları ile kişiyi kontrol altına almaya çalışırlar, bu üç durum arasındaki agresyonun açığa çıkma şekilleri açısından birbirlerinden ayrılırlar. Birincisinde agresyonpasif bir şekilde sessizce açığa çıkarılır, borderline kişilik bozukluğunda bu agresyon dışa vurumu daha patlamalıdır, histrionikler ise daha çok histerik krizler ve cinsel fenomenler üzerinden agresyon açığa çıkararak dışa vurum sergilerler. Bu kişiler her türlü sabote edici davranışlarına rağmen, stratejik boyun eğme davranışları göstererek, insanlara kendi isteklerini yaptırabilecek manevraları oluşturacağı korunaklı ilişki ortamını da gözlemler, bu durumu sinsilik ile karıştırmamak gerekir, bu durum bir kişilik özelliği değil kişilik bozukluğudur, ve bu hastalığın oluşmasında kişilerin ilk çocukluk dönemlerde maruz kaldığı aile içi dinamiklerin sonucudur, yargılamak yerine tedaviye ikna edilmeleri gerekir. Bu durumu kendilerinde fark edip, tedaviye yönelen kişilerde başarı oranı, iş birliği ortamının sağlanmasından dolayı daha yüksektir.
Bu kişiler özellikle çocukluk dönemlerinde ebeveynleri ve çevre tarafından fark edilemeyen kişilerdir, başarıları ve varlıkları çok fazla övülmemiştir, özellikle kardeşleri varsa kardeş kıskançlığı temelinde kardeşler arası rekabette daha pasif ve sessiz taraf olmuşlardır, onlardan boyun eğici olmaları beklenmiştir. Onlar isteklerini, duygularını söz ve davranış boyutunda elle tutulur ergümanlarla ifade etmek yerine hep sessiz dünyalarında yaşamışlardır. Bu durumun oluşturduğu öfke halleri yine sessiz dünyalarında kalmıştır. Bu çocuklar genel olarak sessiz ve içe kapanık kişiler olarak tanımlanırlar. Yetişkinlik döneminde ise bu ve benzeri çocukluk dönemi maruz kalınılan travmatik yaşantılara bağlı olarak, sorun çözme ve insani ilişki stili geliştirme noktasında patolojik davranışlar sergilemeye başlarlar. Adeta onlar pasif agresif eylemleri ile, sessiz kalınan çocukluk travmalarının kaynağı olan insanlara karşı, sessiz bir eylem planı içinde öç almaya çalışırlar. Otoriteye karşı olan tavırları, çocukluk dönemi anne baba otoritesine karşı geliştirdikleri öfkenin dışa vurum araçları olmuştur. Müdüründen sürekli şikayetçi olan bir çalışan aslında, kendi otoritesi anne-babasına olan gizil öfkesini kusuyordur, kişiler değişmiştir ancak gerçek öfkenin gösterilmesi gereken kişilere çocukluk döneminin acziyeti içinde sessiz kalınmak zorunda olunduğu için, yetişkinlik çağında bu ilk otorite nesnesi olan yöneticilere yönelecektir. Bütün agresifdavranışların ana sebebi, aktif bir şekilde isteklerini dışa vuramayan, duygularını açıkça açıklayamayan, sessiz dünyalarında fırtınalı duygular içinde olan insanların beni anlayın, beni fark edin çığlıklarının patolojik bir şekilde dışa vurumudur. Çocukluk döneminde beni sevin,banaşefkat gösterin, bakın ben ne kadar şirinim diye yapılan bütün çocuksu cilve hareketlerinin anne-baba tarafından şiddetle engellenen çocuk ruhu bunu asla unutmaz, yetişkinliğin hareket kabiliyeti içinde psikopatolojiye dönüştürerek sağlıksız bir şekilde yaşamaya başlar, aslında bu açıdan bakıldığında histrionik kişilik bozukluğunda açığa çıkarılan baştan çıkarıcı cinsel manevralarının temelinde beni sevmen ve kabul etmen, içinde sana en değerli şeyimi verebilirim, beni yeter ki sev ve kabul et. Bunun çocukluk dönemi dinamiklerindeki karşılığı ret edilen, dışlanan, ihmal edilen bir çocukluk yaşantılarıdır. O çocuklar büyüdüğünde tekrar ilgisiz, sevgisiz kalmamak için yapamayacağı hiç bir şeyi olmayan kişilik bozukluğu dinamikleriyle karşımıza çıkarlar. Aslında başlangıcı çok masumdur, ve bu durumu yaşayan o koca koca yetişkinler hala o çocukluk dönemindeki gibi sevgi ve ilgiye ihtiyaç duyan o masum çocuklardır aslında, uzayan boyları, yüzlerindeki sakalları, ceplerindeki paraları sizi şaşırtmasın onlar travmatik çocukluklarının sonuçlarını yaşıyorlar. Düzelmek için ihtiyaç duydukları tek şey, yargılanmadıkları bir ortamda yukarıda bahsettiğim psikodinamik süreçleri kendilerinde fark edebilecekleri bir psikoterapist ile seanslarına başlamaları. Yukarıda bahsettiğim üç kişilik bozukluğu olan pasif agresif kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu ve histrionik kişilik bozukluğu tanı ölçütlerini aşağıda vereceğim. Kendinize tarafsız bir gözle bakıp aşağıdaki ölçütleri kendinizde görüyorsanız eğer, bir uzmana başvurmanızı öneririm. Sizin için başlanacak Psiko-farmakolojik uygulama olan Psikiyatrik ilaç ve psikoterapi seansları yardımı ile yeni bir hayata başlamanızı canı gönülden tavsiye ederim, geçmişin oluşturduğu bir kişilikten, dengeli bir kişiliğe dönüşme sürecinizde sizlere başarılar dilerim.
Pasif agresif kişilik bozukluğu tanı ölçütleri nedir?
Aşağıdaki kriterlerin dört ya da daha fazlasının bir arada olması halinde, kişiye pasif agresif tanısı konulmaktadır.
• Günlük işlere, iş ve sosyal tasarılara karşı pasif olarak direnç göstermek.
• Asık yüzlü ve tartışmacı tavırlar sergilemek.
• Sürekli olarak takdir edilmemekten ve yanlış anlaşılmaktan şikayet etmek.
• Daha şanslı olmaya yönelik gücenme ve kıskançlık belirtileri vermek.
• Otoriteyi küçük görme ve eleştirileri mantıksız bulmak.
• Şanssız olmaktan yakınmak ve abartılı şekilde bunu dile getirmek.
• Düşmanca meydan okumak ve pişmanlık duymak.
DSM-IV’ e göre Borderline Kişilik Bozukluğu Tanı Kriterleri
Aşağıdakilerden beşinin (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, kişilerarası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli örüntü (DSM-IV):
1. Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar gösterme (not: 5. tanı ölçütünün kapsamına giren intihar ya da kendinekıyım davranışını buraya sokmayınız)
2. Gözünde aşırı büyütme (göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkilerin olması
3. Kimlik karmaşası; belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik algısı ya da kendilik duyumu
4. Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik (örn. para harcama, cinsellik, madde kullanımı, pervasızca araba kullanma, tıkanırcasına yemek yeme) (not: 5. tanı ölçütünün kapsamına giren intihar ya da kendine kıyım davranışını buraya sokmayınız )
5. Yineleyen intiharla ilgili davranışlar, girişimler, göz korkutmalar ya da kendine kıyım davranışı
6. Duygulanımda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı affektif instabilite (örn. yoğun episodik disfori, irritabiliteya da genellikle birkaç saat süren, nadiren birkaç günden daha uzun süren anksiyete)
7. Kendini sürekli boşlukta hissetme
8. Uygunsuz, yoğun öfke ya da öfkesini kontrol altında tutamama (örn. sık sık hiddetlenme, geçmek bilmeyen öfke, sık sık kavgalara karışma)
9. Stresle ilişkili gelip geçici paranoid düşünce ya da ağır dissosiatif semptomlar.
Histrionik Kişilik Bozukluğu tanılama kriterleri:
Temelde DSM-4 de yer aldığı gibi Histrionik kişilik bozukluğu tanısı koyulabilmesi için, aşağıdakilerden en az 5 inin olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren sürekli bir örüntü;
1-İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olma
2-Başkalarıyla iletişimin çoğu zaman uygunsuz bir şekilde cinsel yönden baştan çıkarıcı davranışlarla belirli olması
3-Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergileme
4-İlgiyi çekmek için fiziksel görünümü kullanma
5-Aşırı düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi olması
6-Gösteriş yapma, yapmacık davranma ve duygularını aşırı bir abartı ile gösterme
7-Telkine yatkın olma, kolay etkilenme
8-İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğine inanma.
Uzm.Klinik Psikolog Osman İLHAN
Bi Nefes Psikolojik Danışmanlık Merkezi