26/08/2018
Psikolojik Savunma Mekanizmaları
İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanmaktadır. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, gündelik hayatında daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabilmektedir. Ego sorunlarla baş edemediğinde savunma mekanizmalarına başvurur. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır.
Engellenme, çatışma gibi olumsuzluklar karşısında kalan bireyin bilinçsiz olarak geliştirdiği benliğini korumaya yönelik savunma araçlarıdır. Birey, savunma mekanizmalarını bilinçsiz olarak kullanır. Savunma mekanizmaları sürekli kullanılırsa anormal bir nitelik kazanır. Birey savunma mekanizmalarıyla duyduğu kaygıyı azaltmaya ve tehdit altındaki benliğini korumaya çalışır. Savunma mekanizmaları bireye geçici bir fayda sağlar, kesin çözüm getirmez. Savunma mekanizmalarından bazılarının arkasına sığınan ve onları sürekli kullanan bireylerde önce nevrozlar, sonra da psikozlar görülebilir. Savunma mekanizmalarının bazıları olumlu, bazıları ise olumsuz sonuçlar verir.
İnsanın yaşamış olduğu dünya şartları ve buna bağlı oluşan sosyal hayat içerisinde her zaman ruhsal iyi oluş halinde olması beklenemez. Teknik olarak bu durum mümkün görünmüyor olsa da, insanın temel kaygısı kötü duygudan kaçıp hazza ulaşmak olduğundan, kişi olumsuz duygulardan kaçarak yaşar. Bu kaçış çoğu zaman düşünce boyutunda geliştirdiğimiz savunma mekanizmaları ile gerçekleşmektedir.
Ruhsal dengemiz gündelik hayattaki dalgalanmalarla baş edebilmek için bu savunma mekanizmalarına ihtiyaç duyar. Bazı insanlar ise, düşünce boyutunda geliştirmesi beklenen savunma mekanizmaların yetersizliği yadaişlevsiz oluşu gibi sebeplerle yada bir üst seviyeye çıkmak amacıyla, kötü hissettiren duygulardan kaçmak için eyleme vurum yöntemini kullanırlar. Eyleme vurma davranışları daha çok, maddenin kötüye kullanımı, hızlı araba kullanımı gibi riskli davranışlar, sürekli hareketli-konuşkan olma durumu ile söze vurma, kavgacı yapıyla agresyona(saldırganlığa) vurma, mobilize olma(sürekli oradan oraya seyehat etme), lüks tüketime dayalı aşırı para harcama ( manik duygulanımla alakalı yadabağımsız olabilir), arabada yüksek sesle müzik dinleyerek amaçsız-rotasız dolaşma gibi davranış örüntüleri ile kişi olumsuz duygulardan kaçınmak için eyleme vuran davranışlar içinde olabilir. Temelde bu durumların bir çoğu kişinin psikolojik dengelerini oluşturmak, kötü duygudan kaçınmak için geliştirdiği eylemsel savunmalar olarak sayabiliriz.
Hepimizin kullandığı bu savunma mekanizmaları terapiesnasında terapist tarafından deşifre edilerek danışanın yararına tekrar organize edilmesi gerekmektedir. Kişilerin fark etmeden oluşturdukları bu yapılar, kişilerin yaşamış olduğu sorunların ana kaynağını da oluşturabilmektedir. Burada önemli bir nokta vardır ki, her terapistin dikkat etmesi gereken; danışanın geliştirmiş olduğu her türlü savunmayı seans sırasında yıkmaya çalışmak danışanın faydasından ziyade zararına bir durum olacaktır. Kişiyi silahsız bıraktığınızda, hayat olayları ve içsel gerilimler karşısında savunmasız kalarak depresyona, psikoza, hatta intihara kadar varabilecek dağılmaların oluşmasına sebebiyet verebilecektir. Bu nedenlerle terapist çok hassas bir çalışma yürütmek zorundadır.
Savunma mekanizmaları – olumlu-olumsuz ancak özellikle olumsuz hissiyatı zapt etme stratejilerine bakacak olursak;
1)BASTIRMA (UNUTMA)
Bilinçaltına itme, unutma, bilinçten uzaklaştırmaya çalışma gibi ifadelerle de anlatılan bastırma birey için kaygı ve üzüntü verici olay ve durumların unutulmaya çalışılması yani bilinçaltına itilmesidir.
2)BAHANE BULMA (MANTIĞA BÜRÜME)
İnsanların yaşamsal olaylar karşısında , sorunların asıl kaynağını söylemek yerine başka noktalara dayandırmasıdır. Örneğin çok zengin olmak isteyen bir kişinin bunu nasıl yapabileceğini bilmediği söylemek yerine, zaten zenginlik de başa dert hepsi uyuşturucu batağında gibi bahaneler ileri sürmesi durumudur.
3)YANSITMA
Kendi suçunu sürekli ret edip başkalarında suç bulan insanların başlıca savunmalarıdır. Hatayı hep karşıda bulmaya örnek; sürekli yalan söyleyen bir insanın, diğer insanları güvensizlik ile suçlaması durumunda görülür.
4)ÖDÜNLEME (TELAFİ ETME)
Kişinin fiziksel, ruhsal gibi sebeplerle yaşadığı eksiklik durumunu başka bir alanda telafi etme durumudur. Bedensel özrü olan bir insanın çok iyi bir sporcu olamama durumuna karşı çok iyi bir avukat olma durumudur. Yada lüks arabalara, kıyafetlere aşırı düşkün insanların bir çoğu kişiliklerindeki eksiklikleri, yada kendilerinde hissettikleri psikolojik zayıflıkları nesne üzerinden telafi etme çabasından kaynaklanır. O nedenle kıroyum ancak para bende lafını bizim ülkemizde çokça duyacağız.
5)YÜCELTME
Toplumun kabul edemeyeceği bazı durumları başka alanlara yönlendirme durumudur, şiddete meyilli bir insanın dövüş sporlarında uzmanlaşması buna örnektir.
6) İNKAR( YADSIMA)
Bireyin istemediği, rahatsızlık verici olay ve durumları yokmuş gibi saymasıdır.
7) YÖN (YER) DEĞİŞTİRME
Bazı durumlara, içinde bulunulan şartlardan dolayı, gösterilemeyen davranışların yer değiştirilerek başka kişilere gösterilmesi durumudur. Patronuna öfkelenen çalışanın bunu evde çocuklarına öfkeyle yansıtması buna örnektir, patrona duyulan öfke çocuklara gösterilerek, gerçek kişiler yer değiştirmiştir.
8) ÖDÜNLEME (TELAFİ)
Okuldaki her çirkin kızın derslerinde çok başarılı olması durumu, başarı ile çirkin olma durumunu telafi eder yadasürekli kulüplerde başkan olur yada en aykırı çocuk olur.
9) GERİLEME
Kişinin andaki psikolojik gelişimsel düzeyinden daha ilkel psikolojik gelişim seviyesine gerileme, regrese olma durumudur. Bazı insanların zorluklar karşısında yadagündelik stres kaynakları karşısında çocuksu şirinliği kullanma dürtüsü bir gerilemedir. Kadınların çocuk taklidi yaparak konuşması onları şirin ve çekici yapsa da asıl mesele gün içindeki ani regresyonların dışa vurumununsempatik halidir.
9) ÖZDEŞİM KURMA
Kendisinde eksiklik olduğunu düşünen bir kişinin, bu eksikliği barındırmayan bir kişiyle kurduğu bağ buna örnektir, onu taklit eder, onun gibi giyinip konuşur. Popüler sanatçılarını taklit eden ergen kişilerin durumu buna örnektir. Egonun kişiliğindeki eksiklilerini yamalama çabasına hizmet eder. Bir kişi sizinle özdeşim kurarsa, o kişiyi yönetmeniz kolaylaşacaktır. Bir çok başarılı iş adamlarının altında çalışanları yönetme stratejisi budur. Karizmatik liderle özdeşleşen kişinin, liderin fedaisi olabilmesini sağlayan dinamik, yansıtmalı özdeşim modeliyle açıklanabilir.
10) KARŞIT TEPKİ GELİŞTİRME)
Bir kişinin isteğinin (duygusunun) kabul edilemeyecek düzeyde olması ve bu isteğinin (duygusunun) tam tersi bir tepki geliştirmesidir. Yeğeninin evde sevdiği bir çiçeği yolması üzerine yeğenine bağırmak isteyen bir kişinin onu sevmesidir.
11) POLYANNACILIK ( TATLI LİMON)
Kişinin yaşadığı her türlü olumsuz duruma karşı olumlu bir tepki vermesidir. Örneğin bir şeyini çaldıran bir kişi, cana geleceğine mala gelsin şeklinde tepki vermesi durumudur. Bu savunma mekanizmasına sahip kişinin her zaman olumlu olması, kişilik gelişimi, nefsani gelişim, kemalat, olgunluk gibi kavramlardan bağımsız olarak bir savunma geliştirmiş olma halidir.
12) HAYAL (DÜŞLEM) KURMA;
Kişinin gerçek yaşamında doyumsuzluk yaşadığı bir durumu hayal dünyasında doyurma çabasıdır. Makam hırsı olan birisinin sürekli kendisini üst yönetim kadrolarında hayal etmesi durumudur, bunun içinde hiç bir çaba-eylem sarf etmeksizin düşlemde kalarak tatmin olmayı seçerler. Yada zengin olmak isteyen birisinin sayısal loto tutturma, yerde çanta dolusu para bulma, servet kalma gibi düşlemleri buna örnektir.
13) SAPLANMA
Gelişimin herhangi bir noktasında bir takılma olması ve dürtülerin bir noktada toplanarak oradan ileri gidememesi saplanmadır. Örnek: Kişinin anneye aşırı bağlılık durumunda evlenememesidir. (Oedipuskarmaşasından dolayı fallik döneme saplanmasıdır.) Cinsel yada benzeri saplantılar bu kaynaktan beslenmektedir.
14) ÇARPITMA
Kişinin olayları kendi çıkarına göre algılama durumudur. Bir toplantı esnasında sevmediği bir kişinin her türlü sözünü üzerine alınan bir kişinin yaşadığı durumdur.
15) DUYGUSAL SOYUTLAMA (İZOLASYON)
Bir kişinin duygularını yok sayarak hayal kırıklıklarından kurtulmaya çalışmasıdır.
16) YAPMA BOZMA (DOİNG UNDOİNG)
Bireyin yapmış olduğu bir hatayı düzeltme çabasıdır. Sevgilisini aldatan bir kişinin, bu durum ortaya çıktıktan sonra karşı tarafın yaşadığı çıkan kırgınlığı telafi etmek için, o kişinin her istediğini yapması buna örnektir. Onun bu durumu kullanılıyor olmaktan çok farklıdır.
17) BÖLÜNME
Bireyin bir kişiyi yada durumu bir gün kötü görüp ertesi gün iyi algılaması halidir. Bir çeşit tutarsızlık ve dengesizlik halidir.
18) İDAELLEŞTİRME
Kişinin sevdiği şeylere çok fazla olumlu özellik katmasıdır. Bazı kişilerin sevdikleri kişilerin olumlu yönlerini görüp bunları abartmasıdır. Adam gibi adam!
19) İLKEL İDAELLEŞTİRME
Kişi terk edilme ya da suistimal edilme kaygıları nedeniyle kendini korumak için karşıdakini över. Hayal kırıklığı yaşadığında karşıdakileri tamamıyla kötüler.
20) SOMATİZASYON ( BEDENE DÖNDÜRME)
Kişi sıkıntılarını ruhsal belirtilerle ifade etmek yerine vücudun farklı yerlerinde farklı yakınmalarla ortaya koyar. İnsanların mutsuz olduğunda, sıkıldığında başım ağrıyor demesidir. Yada kişinin ayrılık anlarında yaşadığı mide bulantısı, performans gerektiren durumlarda performans anksiyetesine bağlı yaşanılan baş ağrıları buna örnektir, çok sık rastlanan bir durumdur.
21) ASETİZM ( ÇİLECİLİK- ZAHİTLİK)
Bireyin toplumsal baskıdan dolayı özellikle cinsellik başta olmak üzere tüm haz verici şeylerden uzak durmasıdır. Örnek: Cinsel isteklerle başa çıkamayan birinin sürekli olarak ibadet etmesidir.
22) SEMBOLLEŞTİRME;
Bireyin ego için kabul edilemeyecek bazı durumları nesne veya eylemle sembolleştirip sembolü ön plana çıkarmasıdır. Örnek: Savaşa katılan askere niçin katıldın diye sorulduğunda bayrak için demesidir.
23) DIŞSALLAŞTIRMA
Başına gelen her türlü olayı dış bir duruma bağlayarak aradan kendi sorumluluğunu görmezden gelmesi durumudur. En yaygın olanı ne olursa olsun kaderdendir söylemi geleneksel anlamda en yaygın olanıdır.
24) KETLENME
İstenmeyen durumlar karşısında egonun işlevlerinden bir bölümünün bir süre doldurulması ve sınırlandırılmasıdır. Örnek: Olumsuz bir durum karşısında donup kalmaktır. Psikaytrik bir bozukluk olan her türlü katatoni hali de bu kaynaktan yükselir.
25) DIŞA VURMA
Kişinin yaşadığı bir gerilimi denetim altında tutamayarak kontrolsüz bir şekilde dışa vurmasıdır. Sinirle cama yadaduvara atılan yumruğun kaynağıdır.
26) MİZAHLAŞTIRMA ( HUMOUR)
Kişinin kaygılı olduğu durumlardan mizah yoluyla kurtulmasıdır. Örnek: Kaza yaşayan birinin espriler yapmasıdır. En espirili kişiler aslında en kaygılı kişilerdir, sadece savunmaları espiri olduğu için kazançlı bir ticaret gibi görünmektedir. Bütün sitkomcuların komik (eğlenceli-mutlu!) olmasına rağmen alkolik olmalarına sebep temelde yaşadıkları yoğun kaygı durumudur.
27) ÖZLEŞTİRME (İÇE ALMA)
Bireyin başkalarının duygu ve düşüncesini kendisine mal etmesidir. Çatışmaya düşmemek için başkalarına bağımlı olmadır.
28) SOYUT KAVRAMLARA BÜRÜME
Kaygı uyandıran duygusal bir durumu soyut kavramların ışığında görerek, gerçekle ilişkisini kesme eğilimidir. Örnek: Yakını ölen bir kişinin, ölümü soyut bir olay yaparak duyduğu acıyı bastırmasıdır.
29) BEKLENTİ OLUŞTURMA ( ANTİSİPASYON)
Bireyin stres yaratan durumlara uyum sağlaması için beklenti oluşturur. Bireyin durumları gerçekçi bir şekilde değerlendirmesidir.
30) ENTELLEKTÜELLEŞTİRME
Organizma kendisinde hissettiği yoğun olumsuzluk duygusundan kurtulmak için olayı bilimsel açıklamalara dayandırması, sosyolojik boyutta değerlendirmesi, örneğin; sevgilisi olmayan bir kişinin 14 Şubat Sevgililer gününün kapitalizmin oyunu olduğunu vurgulaması, bu konu üzerine vaaz vermeye koyulması.
Yukarıda bahsi geçen savunma mekanizmalarını dünyadaki her insan kullanmaktadır. Gelişimsel psikolojiyi de ilgilendiren bu kavramlar zaman içinde insanların kollektif bilinçleri aracılığıyla oluşturdukları amaca yönelik fayda sağlayan, ilkel dürtüsel savunma mekanizmalardan bazı noktalarda farklılık göstermektedir. Zaman içinde psikolojik gelişimini sürdüren insan, her an ego gelişimi halindedir. Yaşantılara, öğrenmelere, farkındalıklara bağlı olarak hali hazırdaki psikolojik rezervlerini yenileme imkanınasahiptir. Bu yenilenme ve değişim süreci en korunaklı psikoterapi ortamında gerçekleşecektir. Hayatın rastlantısal olay örgülerine maruz kalmak ne kadar öğretici olsa da, organize edilmediği taktirde ego karmaşasına sebebiyet verecektir. İnsan bir kütüphane ise, bütün kitaplarının raflarda sistematik bir şekilde düzenli olması gerekir. Doğru zamanda doğru kitabı ( insani meziyetleri) bulmak bu ruhsal-zihinsel düzen sayesinde olacaktır. Öteki türlü bir dağınıklık yönetilmesi zor bir kaos aracılığı ile ruhsal karmaşaya sebep verecektir.
Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Osman İLHAN
Bi Nefes Psikolojik Danışmanlık Merkezi