Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05333738123
busra.kara@icloud.com
YETİŞKİNLİĞE GEÇİŞ
30/05/2021
Geç-son ergenlikten 20’li
yaşların ortalarına kadar olan dönem “yetişkinliğe geçiş dönemi” olarak adlandırılsa
da bu dönemin başlangıç ve bitiş yaşları ile ilgili bilgiler çeşitlidir.
Bununla birlikte her ne kadar yetişkinliğe geçiş; çeşitli disiplinlerce,
kültürden kültüre, zamana ve kişiden kişiye farklı bir şekilde tanımlansa da
literatür incelendiğinde bu döneme denk gelen yaşın genel olarak 18-25 yaş
aralığı olarak değerlendirildiği görülmektedir. Son yirmi yılda
yetişkinliğe geçiş dönemi ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bu
çalışmalar; sosyolojik, antropolojik ve psikolojik alanlarda yapılan çalışmalar
olmak üzere gruplandırılabilmektedir. Sosyolojik araştırmalar genel olarak;
eğitimini tamamlama, çalışma hayatına atılma, kendine ait bir evi olma,
evlenme, ebeveyn olma gibi rol değişimleri ve bu değişimlerin gerçekleşme yaşı
üzerinde durmaktadır. Antropolojik araştırmalar ise özellikle batılı olmayan
kültürlerde evliliğin ve ebeveyn olmanın önemi üzerinde durmakta ve ayrıca
erkek çocukların erkekliğe ve yetişkinlik statüsüne ulaşmak için yerine
getirmesi gereken görevler ve karşılaması gereken kriterler üzerinde de
çalışmaktadır. Bu alandaki araştırmaların çoğu batılı olmayan kültürde
evliliğin en önemli yetişkinlik göstergesi olarak değerlendirildiği
belirtilmektedir. Psikoloji alandaki araştırmalar ise ağırlıklı olarak yetişkinliğe
geçişin; bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutları üzerinde durmaktadır. Bilişsel alandaki
araştırmalara göre; ergenlik ve genç yetişkinlik birbirinden çok çeşitli
şekillerde ayrılmaktadır. Ergenlik bilişsel bilgi ve becerilerin kazanıldığı
bir dönemken, genç yetişkinlik bu bilgi ve becerilerin uygulamaya konulduğu bir
dönemdir. Ergenlikten genç yetişkinliğe geçişte bireylerin bilişsel
gelişimleri; katı gerçekliğe duyulan inançtan hiçbir şeye kesin olarak
güvenilemeyeceğine dair bir göreceliliğe ve ayrıca kişisel değer ve yargılara
verilen önemdeki artışa dair değişimler içermektedir. Kişinin bağımsızlık
(otonomi) kazanması; anne babasından tamamen ayrılmayı değil onlarla eşit birer
yetişkin olarak ilişki kurabilmeyi içermektedir. Yetişkinliğe geçisin
davranışsal boyutunu ise; hız limitlerine uymadan araç kullanma, korunmasız
cinsel ilişki kurma, sarhoş olma, yasadışı uyuşturucu madde kullanma, hırsızlık
içeren suçlar işlemek gibi riskli davranışlardan uzak durma oluşturmaktadır. Yetişkin olmanın benlik
kontrolü ve sosyal normlara uyma ile gerçekleştiği belirtilmektedir. Türkiye
nüfus ve sağlık araştırması ve 2011 yılı nüfus sayımı gibi çalışmalardan elde
edilen demografik veriler, Türkiye`de hem kentsel hem de kırsal ortamlarda
eğitimini tamamlama, evlenme, kalıcı bir iste çalışma, ana baba olma ve
bunlarla bağlantılı olan diğer demografik özellikler ve geçişlerin 20 yıl
öncesi ile karşılaştırıldığında ortalama 3-4 yıl ileriye doğru kaydığını
göstermektedir. Türkiye’de 30 yaş sonrası ana babalığın artması önemli bir
demografik değişime işaret etmektedir. Demografik özelliklerin değişimi ile
bağlantılı olarak Türkiye’de en azından belirli bir kesimde beliren
yetişkinliğin var olduğunu düşündürmektedir. Bununla birlikte Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerdeki kırsal ve kentsel olası farklılıkların göz önünde
bulundurulması önemlidir. Yetişkinliğe geçiş,
içerdiği sosyal rol değişimleri ve çoklu sayıdaki gelişimsel görevler ile yaşam
dönemleri içerisinde oldukça kritik öneme sahip olmaktadır. Ergenlikten genç
yetişkinliğe geçiş kişinin yetişkinlik hayatını biçimlendirecek kritik bir
öneme sahip olmakta ve ergenlik döneminde duygusal problemleri olan bireyler
yetişkinliğe geçiş sürecini sorunu olmayan akranlarına göre daha fazla zorlukla
karşılaşarak geçirmektedir. Bir kişiyi yetişkin yapan
nedir? Yetişkinliğe geçişte bazı kriterler daha mı önemlidir? Kişi yetişkinlik
unvanına ne zaman ulaşır ya da yetişkinlik unvanını nasıl kazanır? Kişinin
kendisini yetişkin olarak adlandırması yaşa bağlı mıdır ya da kişinin kendisini
yetişkin olarak hissetmeye başladığı bir an var mıdır? Yetişkinliğe geçişte
önemli olan nedir? Yetişkinliğe geçişte toplumsal faktörler mi bireysel
faktörler mi daha önemlidir? Ergen ne zaman yetişkin olur? Bu ve benzeri
sorular yetişkinliğe geçiş dönemine ilişkin araştırmaların konusunu oluşturmaktadır.
Yetişkinliğin ve
yetişkinliğe geçisin herkesçe ve her kültürde ayni şekilde anlaşılan bir tanımı
bulunmamaktadır. Yetişkinliğe geçiş; ele alınışı ve değerlendirilişi açısından,
çeşitli disiplinlerce, kültürden kültüre, kişiden kişiye farklı bir şekilde
tanımlanmaktadır. Bu farklılıklar bize bireyin ne zaman yetişkin olduğuna
ilişkin soruyu cevaplamanın oldukça zor olduğunu göstermektedir. Yetişkinliğe
geçişin değerlendirilmesinde gelişimsel ve kurumsal olmak üzere iki ayrı
kategoriden bahsedilebilmektedir. Gelişimsel geçiş; artan yeterlik, olgunlaşma
ve sosyal değişimlerle ilişkili doğal bir süreçtir. Gelişimsel geçişlere
kültürel normlar ve çeşitli ritüeller eşlik etmektedir. Kurumsal gelişim ise;
kişinin bir kurumdan diğerine geçişi ile oluşan durum değişimini ifade etmektedir.
Kurumsal gelişime bürokratik ve yasal kurallar aracılık etmektedir. Kişilerin
yetişkinliğe geçiş sürecine ilişkin başlangıç yaşı farklılık göstermekle
birlikte; süreç genellikle 16 ve 25 yaşları arasında gerçekleşmekte ve bu süreç
içerisinde yer alan ergenliğe ilişkin görevler; bilişsel, ahlaki, fiziksel
alanlarda ve aile ilişkilerinde gerçekleşmektedir. Aile ilişkilerindeki
karmaşık değişim; hem ergenin aileden bağımsızlaşmaya ilişkin duyduğu yoğun
ihtiyacı hem de aileden gelen duygusal destek ve rehberliğe duyduğu ihtiyacı
bir arada barındırmaktadır. Günümüzde ergenlerin çoğu fiziksel ve cinsel olarak
yetişkin olmaya, psikolojik ve sosyal olarak yetişkin olmadan çok daha önce
hazır olmaktadır. Yetişkinliğe geçiş dönemi; özellikle endüstrileşmiş
toplumlarda çok fazla görevi içerisinde barındıran uzun ve karmaşık bir
dönemdir. Yetişkinliğe geçiş döneminde kişilerin fiziksel performansı en üst
seviyeye çıkmaktadır. Yüksekokula başlama, evlenme, bir iş bulma, evden ayrılma
gibi pek çok önemli yaşam olayı genellikle bu dönemde gerçekleşmektedir. Bu
dönemde genç birçok gelişimsel görevle baş başadır. Bunlar, benlik kavramını
genişletme ve güçlendirme, kalıcı yakın ilişkiler geliştirme, özerklik kazanma,
aileden bağımsızlaşma gibi görevlerdir. Bu görevlerin başarılması, gencin
yetişkin rollerini özümsemesinde oldukça önemlidir. Ergenlikten yetişkinliğe
geçiş süreci bir kimlik kazanımı ile toplumdaki ve ilişkilerdeki zamansal
değişimlere uyum gösterebilmeyi gerektirmektedir. Yetişkinliğe geçişe
verilen önem, başlangıcına ve gelişimine ilişkin algılarda toplumsal ve
kültürel farklılıklarla birlikte yetişkinliğe geçiş kriterlerine ilişkin
değerlendirmeler zamana bağlı olarak da değişmektedir. Yetişkinliğe geçiş ayni
toplumun farklı kesimlerinde bile farklılık gösterebilmektedir. Genel olarak
kültür, tarihsel bir kökene dayanan değerler, inançlar, uygulamalar, simgeler,
anlam sistemleri, diller ve eserlerin bütünüdür. Kültür ve zaman; yetişkinliğe
geçiş sürecinde ülkeler arasında ve ülkelerin kendi içindeki bireylerin sürece
ilişkin deneyimlerinde ve zamanlamalarındaki farklılıkların temelinde yer almaktadır. Genç yetişkinliğe
ulaşmanın bireysel ve kültürden kültüre farklılık göstermektedir. Ergenlik aşamasından
erken yetişkinlik (24-34) aşamasına geçiş, yasam süresince toplumda ve
ilişkilerde meydana gelen değişikliklere etkili şekilde uyum sağlayabilecek bir
kimlik oluşturulmasını içermektedir. Günümüzde özellikle endüstrileşmiş
toplumlarda yetişkinliğe geçisin net, kesin ve tek bir tanımı olmadığı gibi,
yetişkinliğe geçiş kriterlerinin ve anlamlarının ne olduğuna dair de üzerinde
anlaşılmış net bir liste yoktur. Bu kriterler şu an belki de önceden hiç
olmadığı kadar bireysellik içermektedir. Günümüzde artık ergen olmayan yine de
tam olarak yetişkin de olmayan, kendisini bu şekilde değerlendirmeyen birey
sayısı geçmişe oranla çok daha fazladır. Yetişkinliğe geçiş kriterleri
biyolojik, sosyolojik, psikolojik ve yasal işaretler olmak üzere dört
kategoride incelenebileceği belirtilmektedir. 20. Yüzyılla birlikte;
çocukların çalışma koşullarına ilişkin düzenlemeler yapılmakta, zorunlu eğitim
koşulu getirilmekte ve çocuk ölümlerinde ciddi bir düşüş gözlenmektedir. Bu
gelişmeler çocukların sadece işgücü olarak değil, psikolojik olarak da değerli
olduğu algısını beraberinde getirmektedir. Kişilerin yetişkin
olmasını sağlayan tekil bir deneyim ya da olaydan bahsedebilmek mümkün
değildir. Yetişkin olmak birden çok olay, tecrübe ve yaşamsal durumun birikimi
ile kişinin kendisini bir yetişkin olarak hissetmesi ve diğerlerinin de onu
yetişkin olarak algılaması olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde özellikle
gelişmiş toplumlarda genç insanların çoğu kendilerini yetişkin olarak
görmemektedir. Yetişkinliğe geçiş sürecindeki çoğu birey bazı durumlarda ve
bazı insanlarla birlikteyken yetişkin gibi hissederken bazı durumlarda ve bazı
insanlarla birlikteyken yetişkin gibi hissetmemektedir. Genç insanlar
işyerlerinde ya da romantik partnerleriyle birlikteyken yetişkin gibi
hissedebildiklerini ancak ebeveynleri ile birlikteyken yetişkin gibi
hissetmediklerini belirtmektedir. Yetişkinliğe geçiş
kriterlerinde yasal işaretler, diğer yetişkinlik kriterlerine ilişkin
algılardaki bireyselliğe rağmen, kişinin algısından bağımsız olarak içinde
yaşadığı ülkenin kanunlarına göre belirli bir kronolojik yaşa ulaşmış herkes
için geçerlidir. Minimal farklılıklar dışında hemen hemen tüm gelişmiş
toplumlarda belirli bir kronolojik yaş ile (18-21) kişilerin hukuki
sorumlulukları yapılandırılmaktadır. Yetişkinliğe geçisin psikolojik ve
sosyo-psikolojik belirleyicileri genellikle öznel ve içsel fenomenler üzerine
odaklanmaktadır. Yani bireyin yetişkinlikle ilgili kendisini nasıl hissettiği
belirleyici olmaktadır. Yetişkin kimliğine sahip olmak bir süreçtir. Günümüzde
evlilik ya da ebeveyn olma gibi belirleyiciler yetişkinliği başlatan değil
sonuçlandıran bir işlev üstlenmektedir. Bu duruma bireylerin yaşama ve
kendilerine ilişkin içsel değerlendirmeleri, hayalleri, umutları, yaşamda ne
yapmak istediklerine ilişkin düşünce ve duygularına önem vermeleri, bunlarla
ilgili davranışlarda bulunmalarının etkisi fazla olmaktadır. Yine de bu
psikolojik faktörlerin bazı durumlarda geleneksel faktörlerce kolaylaştırıldığı
ifade edilmektedir. Yani birey bazı geleneksel rolleri üstlenmek yolu ile
yetişkinlik statüsünü kazandığına inanabilmekte; düşünce, duygu ve
davranışlarını buna göre düzenleyebilmektedir. Buna rağmen batılı kültürlerde
ve endüstrileşmiş toplumlarda birçok birey evlenme ve ebeveyn olma yaşını
geçmişe kıyasla daha ileri yaslara erteler görünmektedir. KAYNAKÇA Arnett, J., & Taber, S. (1994).
Adolescence terminable and interminable: When does adolescence end? Journal Of
Youth And Adolescence, 23(5), 517-537. Atak, H., Tatlı, C., Çokamay, G.,
Büyükpabuşcu, H., & Çok, F. (2016). Yetişkinliğe Geçiş: Türkiye’de
Demografik Ölçütler Bağlamında Kuramsal Bir Gözden Geçirme. Psikiyatride Guncel
Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 8(22173), 204-227 Davis, M., & Vander Stoep, a. (1997).
The transition to adulthood for youth who have serious emotional disturbance:
developmental transition and young adult outcomes. Journal of mental health
administration, 24, 400-427 Donovan, J., Jessor, R., & Costa, F.
(1991). Adolescent health behavior and conventionality unconventionality: An
extension of problem-behavior therapy. Health Psychology, 10(1), 52-61. Frank, S., Avery, C., & Laman, M.
(1988). Young adults' perceptions of their relationships with their parents:
Individual differences in connectedness, competence, and emotional autonomy.
Developmental Psychology, 24(5), 729-737. Grotevant, H., Cooper, C., & Kramer,
K. (1986). Exploration as a predictor of congruence in adolescents' career
choices. Journal Of Vocational Behavior, 29(2), 201-215. Settersten, R. A., Jr., Ottusch, T. M.,
& Schneider, B. (2015). Becoming adult: Meanings of markers to adulthood.
Emerging trends in the social and behavioral sciences (pp. 1- 16). Shanahan, M. J., Porfeli, E. J., Mortimer,
J. T., & Erickson, L. D. (2005). Subjective Age Identity and the Transition
to Adulthood: When Do Adolescents Become Adults? Chicago, IL, US: University of
Chicago Press. Uzman Klinik
Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BOŞANMA SÜRECİ - 14/05/2024 |
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası. |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI - 01/06/2023 |
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir. |
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ” - 24/04/2023 |
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar. |
BABA UYARICI, ANNE İSE KORUYUCU MUDUR? - 16/03/2023 |
Geleneksel aile yapıları değişse de anneler hala babalara babalık rollerini teslim etmekte zorlanabiliyor. Erkekler tarafından bakacak olursak, birçok erkek babalıkla ilgili iyi tanımlanamamış bu role girmekte zorluk çekiyor. |
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023 |
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz? |
ÇOCUĞUMA EŞYALARINI VE ODASINI TOPLAMAYI NASIL ÖĞRETEBİLİRİM? - 03/01/2023 |
Birçok yetişkin, çocuklarının malının kıymetini bilmemesinden, dağınıklığından veya sorumsuzluğundan yakınmaktadır. |
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022 |
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır. |
İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 11/10/2022 |
İnternet kullanmanın farklı avantajlar sağlamasına ek olarak kontrolsüz kullanımın da psikolojik, fiziksel ve sosyal bakımdan bir takım negatif neticelere neden olduğu bilinmektedir. |
Devamı |