Bilgelik Öyküleri
ekremculfa@hotmail.com
REKABET
03/12/2013 Yeni mezun olmuş bir öğretmen olan Mary, Navajo Kızılderililere ait bir yerleşim bölgesinde öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Her gün beş öğrenciyi tahtaya çağırıyor ve ödev olarak onlara vermiş olduğu basit bir matematik problemini çözmelerini istiyordu. Onlar ise, tahtanın önünde sessiz ve isteksiz bir şekilde duruyorlardı. Mary bir türlü anlayamıyordu. Ne eğitim derslerinde, ne de Phoenix'de staj yaparken öğrendikleri bir işe yarıyordu. Hayatta başarılı olmak hepimizin dileği. Bunun için uzun bir yol var. İlkokul sıralarından , üniversiteye oradan iş yaşamına kadar bu uzun yolda hep iyi olmak amaçlanır . Çoğu birey için bunun yolu başkalarından daha iyi olmak ile olur. Yani başarı tanımı başkaları ile kıyaslanarak oluşturulur. Böylece başarı basamaklarından çok rekabet ve hırs adımları atılır. Çoğu eğitim sistemi başarılı olmanın tanımını, başkalarının önünce geçmek olarak yaparlar. Böyle bir sistemde çocuklar arkadaşlarının bilemedikleri soruyu bilirlerse , diğerlerinden en önce parmak kaldırırlarsa başarılı olurlar. Daha sonra liselere ve üniversitelere hazırlık sürecinde de benzer durum söz konusu olur; diğerlerinden yüksek puan al ki istediğin yere girebilesin. Ve bu durum işe girerken de benzerdir; diğerlerinden daha iyi ol , onların önüne geç; ancak öyle fark edilirsin…Görüldüğü gibi rekabet duygusu bize küçük yaşlardan itibaren yaşam boyunca aşılanır. Fakat olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Başta rekabetin amacı başarılı olmak iken kişi başarılı olmak yerine daha çok hırslı olur. Kişilerarası ilişkileri bozulabilir, fiziksel olarak sürekli gergindir. Kaygı, stres, her an tetikte olma hali, tedirginlik, huzursuzluk en başta gelen duygularıdır. Bu duygular ve karmaşık zihinle hedeflediği başarıya ulaşması da oldukça güç olur. Başarılı olmak ve bu süreçte sağlığınızı kaybetmemek istiyorsanız, yıllarca öğretilene karşı çıkın, başkalarıyla rekabet etmeyi bırakın. Hayatın her döneminde yarışacak pek çok kişi var ve hepsini geçmek mümkün değil olsa bile sonu başarı değil tükenmişlik olacaktır. Sadece kendi yapabildiklerinizi fark edin ve kendi performansınızı en iyi hale getirmeye çalışın. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KORKULAR İLE YÜZLEŞMEK - 04/12/2013 |
Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktad |
VAZGEÇMEMEK - 04/12/2013 |
Cemal Reis, elli beş yaşında bir kaptan emeklisi idi ve emekli maaşı ile kıt kanaat geçinirdi. Hiç evlenmediği için, hep sıcak bir yuvanın, ona sevgileri ile hayat verebilecek bir eşin ve evlatların hasreti ile yanıyordu. |
BAKIŞ AÇISI ÖNEMLİDİR - 04/12/2013 |
“Hapishanede günlerini sayan iki mahpus duvara bir delik delerler. Sadece başlarının sığacağı kadar deliği genişlettiklerinde, “Hadi dışarı bir bakalım.” derler. Önce biri başını delikten dışarı uzatır ve ekşimiş bir yüz ifadesiyle “Çok kötü ağabey |
PAYLAŞMAK - 04/12/2013 |
“Üç yaşındaki kızı ve ondan iki yaş büyük oğluyla birlikte uzun bir seyahate çıkmıştı. Yollarda çocuklara meyve, çikolata almak için sık sık durur, her defasında aldıkları şeyleri arka koltukta duran çocuklara uzatırken, kimin eli uzansa; “ al, bunu |
İŞE RUHUNU VERMEK - 04/12/2013 |
Mozart, bulunduğu şehirden uzakta bir konser verecekti. Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı ve konser başlamak üzereydi. Mozart konser salonuna girdiğinde salonda sadece on kişi vardı. Salondakiler konserin iptal edilip edilmeyeceğini soruyorlardı. Mozart |
UMUT ETMEK - 04/12/2013 |
İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar verirler. Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkar. Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan |
KÜÇÜK YÜREKLER - 04/12/2013 |
Meyveli dondurmaya bayılıyordu. Parası yeter miydi, bilmiyordu ama denemekten ne çıkardı! Pastaneye girdi, masaya gelen bayan garsona bir kâse meyveli dondurmanın ne kadar olduğunu sordu 10 yaşındaki küçük çocuk. ‘‘50 sent’’ diye |
AFFETMEK - 04/12/2013 |
İki arkadaşın yolları çöle düşmüş günün birinde. Bir süre sonra aralarında tartışma çıkmış. Birinin diğerini tokatlamasıyla neticelenmiş bu münakaşa. İncinmiş öbürü ve kuma şöyle yazmış:”Bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı.”Yürümeye devam et |
DİNLEMEK - 04/12/2013 |
Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi şoförleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyord |
Devamı |