Bilgelik Öyküleri
ekremculfa@hotmail.com
DİNLEMEK
03/12/2013 Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi şoförleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyordu... Kısacası, şehrin gürültüsü kulağı sağır edecek derecede fazlaydı. Birden, Kızılderili durdu ve “Bir cırcır böceğinin sesini duyuyorum” dedi. Etrafımızda pek çok uyarıcı var; hepsini duymak oldukça yorucu hatta hem fiziksel hem ruh sağlığı için zararlı olabilir. O yüzden enerjimizi daha verimli kullanmak için her şeyi duymayız, aralarından seçeriz. Bu seçimler çoğu zaman kendi ilgi alanlarımız, merak ettiklerimiz, işimize yarar olacağını düşündüğümüz şeylerdir. Bunları daha çok fark eder , daha çok kulak kabartırız ve daha çok duyarız. Diğerleri ise daha çok fonda kalır, duymayız bile. Bu bir yere kadar işlevsel bir şey iken , bazen zararları olabilir. Oldukça katı bir şekilde sadece dikkatimizi çeken şeyleri duyup, diğerlerini arka plana attığımızda kendimizi sınırlandırmış oluruz. Başka bakış açılarına, başka deneyimlere açık olmadan, kendi belirlediğimiz çizgiler arasında sıkışıp kalırız. Bu gelişme ve büyünün yeninde büyük engel ve bazen hastalık yaratıcıdır. Bir düşünün son zamanlarda kendinize güven problemi yaşıyorsunuz. Eğer kendinizle ilgili sadece olumsuz yorumları dinlerseniz, onları duyarsınız; olumlu olanları kaçırırsınız. Ya da sevdiklerinizin başına bir kaza geleceği ile ilgili kaygılısınız. Gazetelerde sadece kaza haberlerini okursanız , diğer kaza olmayan durumları görmez ve tehlikeyi daha büyük algılar , daha çok kaygı yaşarsınız. Görüldüğü gibi dinlediğimiz şeyler ruh sağlığımızı oldukça etkilemektedir. Dinlediğiniz şeylerin farkında mısınız ? yoksa siz çok da farkında olmadan otomatik olarak mı gelişiyor ? Kendi belirlediğimiz sınırlarda sıkışmak, sadece benzer şeyler duymamıza ve yaşamamıza neden olur. Daha farklı bakış açıları daha farklı deneyimler için etrafınıza bakın. Öncelikle sıklıkla neler duyduğunuzu fark edin ve size yardımı olacak, sizi geliştirecek şeyleri duymaya çalışın. Eğer bu konuda sorun yaşıyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz. 0216 347 60 03- |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KORKULAR İLE YÜZLEŞMEK - 04/12/2013 |
Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktad |
BAKIŞ AÇISI ÖNEMLİDİR - 04/12/2013 |
“Hapishanede günlerini sayan iki mahpus duvara bir delik delerler. Sadece başlarının sığacağı kadar deliği genişlettiklerinde, “Hadi dışarı bir bakalım.” derler. Önce biri başını delikten dışarı uzatır ve ekşimiş bir yüz ifadesiyle “Çok kötü ağabey |
AFFETMEK - 04/12/2013 |
İki arkadaşın yolları çöle düşmüş günün birinde. Bir süre sonra aralarında tartışma çıkmış. Birinin diğerini tokatlamasıyla neticelenmiş bu münakaşa. İncinmiş öbürü ve kuma şöyle yazmış:”Bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı.”Yürümeye devam et |
PAYLAŞMAK - 04/12/2013 |
“Üç yaşındaki kızı ve ondan iki yaş büyük oğluyla birlikte uzun bir seyahate çıkmıştı. Yollarda çocuklara meyve, çikolata almak için sık sık durur, her defasında aldıkları şeyleri arka koltukta duran çocuklara uzatırken, kimin eli uzansa; “ al, bunu |
İŞE RUHUNU VERMEK - 04/12/2013 |
Mozart, bulunduğu şehirden uzakta bir konser verecekti. Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı ve konser başlamak üzereydi. Mozart konser salonuna girdiğinde salonda sadece on kişi vardı. Salondakiler konserin iptal edilip edilmeyeceğini soruyorlardı. Mozart |
UMUT ETMEK - 04/12/2013 |
İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar verirler. Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkar. Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan |
KÜÇÜK YÜREKLER - 04/12/2013 |
Meyveli dondurmaya bayılıyordu. Parası yeter miydi, bilmiyordu ama denemekten ne çıkardı! Pastaneye girdi, masaya gelen bayan garsona bir kâse meyveli dondurmanın ne kadar olduğunu sordu 10 yaşındaki küçük çocuk. ‘‘50 sent’’ diye |
DİNLEMEK - 04/12/2013 |
Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi şoförleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyord |
REKABET - 04/12/2013 |
Yeni mezun olmuş bir öğretmen olan Mary, Navajo Kızılderililere ait bir yerleşim bölgesinde öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Her gün beş öğrenciyi tahtaya çağırıyor ve ödev olarak onlara vermiş olduğu basit bir matematik problemini çözmelerini istiyor |
Devamı |