Uzman Klinik Psikolog Pedagog Betül Baltacı 0533 373 81 23
betuel@baltaci.org
Ergenlerle iletişimin önemi
27/02/2014 Ergenlerle iletişimin önemi Ergenlik dönemi daha erken yaşlarda başlayıp, şartlara bağlı olarak daha ileri yaşlara kadar sürmektedir. Bu süreç sakin ve anlayışlı idare edilemediği durumlarda hem çocuk hem de aile açısından ciddi sıkıntılara neden olmakla beraber her iki taraf için de kırıcı ve özellikle ergenlik dönemindeki bir çocuk icin evden uzaklaşma nedeni olabilir. Bu dönemi en doğru şekilde atlatmanın yolu, anlayış, sevgi, empati ve güvenden geçer. Bu süreçteki değişim tek yönlü değil çok yönlü bir değişimdir. Fiziksel değişimlerin yanı sıra, zihnen ve ruhen büyük değişikleri içinde barındırmaktadır. Peki, bu durumu en sağlıklı nasıl atlatılır? Avusturyalı Paul Watzlawick bu dönemin en önemli unsurun iletişim olduğunu söylemiştir. Peki ama nedir iletişim? İletişim sadece konuşmak mıdır? HAYIR! Biz her zaman iletişim halindeyiz aslında, hatta konuşmadığımız zaman bile... Nasıl mı? Sesimizin dışında bir de beden dilimiz vardır. Yani mimiklerimiz, bakışlarımız, hareketlerimiz ve duruşumuz biz konuşmasak bile bizim o anki düşüncelerimizi ele verirler. Bu durumda ilk kural iletişimimizde beden dilimizi de doğru kullanmaktır. Çocuğunuzla yaptığınız önemli konuşmalarda söylediklerinizle beden dilinizin birbiriyle uyumlu olmasına dikkat etmelisiniz. Unutmayın, beden diliniz aslında sizin bilinçaltınızdaki duyguların dışarı yansımasıdır ve o an ne söylediğinizi değil, gerçekte ne düşündüğünüzü çocuğunuza anlatır. Beden dilimiz konuşmanın gidişatına sözlerimizden daha çok yön verdiği için çocuğunuzla konuşurken beden dilinizi daha çok kontrol altında tutmanız gerekmektedir. Çocuğunuza herşeyi bilen anne veya hatasız baba edasıyla öğüt verirken beden diliniz çaresiz birinin görüntüsünü veriyorsa, yüksek tondan yapacağınız konuşmalar ve akıl vermeler hiçbir işe yaramayacaktır. Şu halde yapacağınız en doğru hareket, çocuğunuzun beden diline benzer bir tavır takınmak ve adım adım onu bulunduğu çaresizlikten kurtarmak olacaktır. Bütün konuşmaların bir içerik mesajı bir de yakınlık mesajı vardır. Ama her zaman yakınlık mesajı içerik mesajını değiştirir. Yani çocuğunuza verdiğiniz her mesajın içeriği ona olan yakınlık derecenize göre anlam değiştirecektir. Örneğin “Sınavının sonucu açıklandı mı?” sorusunda çocuğunuz içeriğin yanında yakınlık mesajını da alır. Olumlu mesaj aldığında “Annem benimle ilgileniyor ve okulda derslerimin nasıl olduğunu merak ediyor” diye düşünecek iken, olumsuz mesaj "Annem beni kontrol etmek istiyor ve derslerimde başarılı olabileceğime inanmıyor” olacaktır. Çocuğunuzun hangi mesajı aldığı iki önemli nedene bağlıdır: - Hangi ses tonu ve hangi beden dili ile söylediğiniz - Çocuğunuzla olan ilişkinizin türü: pozitif mi, negatif mi? Daima çocuğunuz ile pozitif ilişki kurmaya gayret edin, çünkü ciddi konuşmaları ancak çocuğunuzla pozitif ilişkiniz varsa yapabilirsiniz. Örneğin hafta sonu eve gelme saati hakkında çocuğunuzla negatif ilişki halinde iseniz tartışmadan konuşmanız kaçınılmazdır. Prensip olarak negatif ilişki içindeki iki insanın bir konuda objektif olarak konuşması mümkün değildir, çünkü kişisel ilişkiler her zaman konunun kendisinde daha öne çıkar.
Her mesajın bir göndereni ve bir alıcısı vardır. Konuşma sırasında sürekli alıcı ve gönderen olarak rol değiştirirsiniz. Bazen mesajı gönderirken bazende mesajı alırsınız. Bu git gel sırasında değişik hatalar oluşabilir. - Mesajı alan kişi kararını vermiştir ve sadece duymak istediğini duyar - Masajı alan kişi dinlemiyor ve sadece mesajın bir kısmını alıyor - Mesajı alan kişi mesajı anlamıyor ve yanlış yorumluyor Konuşmanın anlaşılması için üzerinize sorumluluk alın ve çaba harcayın. Çocuğunuza vereceğiniz mesajın doğru anlaşılması için sorumluluk alın. Konuşma sırasında çocuğunuzun sizi dinlediğnden ve dikkatini dağitmadığından emin olun. Eğer çocuğunuzun dikkatininin sizde olduğundan emin değilseniz soru sorarak ve yanlışlarını düzelterek dikkatini toplamasını sağlayın. Aynı zamanda bunun tersi olarak çocuğunuzun size anlatmaya çalıştığını ve doğru anlayıp anlamadığınızı kendisine onaylatınız “Bana bunu demek istiyorsun, doğru mu?” Bu durumda her iki tarafta kendini anlaşılmış hissedecek ve iletişime geçmek çok daha kolay olacaktır.
Aşamadığınız sorunlar için mutlaka bir Uzman Klinik Psikoloğa başvurunuz.
Betül Baltacı Uzman Klinik Psikolog Tel: 0537 490 7463 ve |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Mutluluğun sırrı - 09/04/2014 |
Yaşlı, tonton bir çift düşünün, elele saygı ve sevgi dolu bir konuşma içerisinde. Herkesin gıpta ile baktığı ve yıllar sonra bile bu heyecanlarına anlam veremediği… |
Yeme Bozuklukları - 26/03/2014 |
Günümüzde yeme bozuklukları artmaktadır. En sık görülenler ise Anoreksiya Nervosa ve Bulimia Nervozadır. Özellikle genç bayanlarda görülme olasılığı daha yüksektir. Yeme bozukluklarının üç belirtisi vardır |
Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite - 12/03/2014 |
DEHB yani Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tıbbi bir tanıdır. Çocuklukta başlayan bu rahatsızlık erişkin dönemde de belirgin yakınmalarla devam etmektedir. |
Çocuklarda ve ergenlerde görülen psikolojik rahatsızlıklar - 12/03/2014 |
Günümüzde psikolojik rahatsızlıkların görülme yaşı çocuk yaşlara kadar inmektedir. |
Çocuklarda ayrılma korkusu - 28/02/2014 |
Ayrılma korkusu hemen hemen her çocukta görülmektedir. Sevdikleri ve güvendikleri kişiden uzaklaştıklarında bu duruma ağlayarak tepki gösterirler. |
Depresyon nedir, nasıl bir tedavi uygulanmalıdır? - 27/02/2014 |
“Depresyondayım” sözünü artık duymayan kalmamıştır muhtemelen, çünkü günümüzde depresyona giren kişilerin sayısı her gün artmaktadır. |
Takıntı nedir? - 27/02/2014 |
Obsesif- kompulsif bozukluklar, yani halk arasında bilinen ismi ile takıntılar son dönemlerde sıkça görülmektedir. |
Çocuklarda sınav kaygısı - 27/02/2014 |
Çocuğunuz sıklıkla gerginse, okula gitmek, ders çalışmak kendisine zor geliyor ve o sürekli ders çalışmayı erteliyorsa, sınavlarına çalışmasına rağmen büyük bir korku ve endişe ile sınava giriyor, mide bulantılarından, huzursuzluklardan ve iştahsızlı |
Çocuklarda ve ergenlerde sınav kaygısı - 27/02/2014 |
Çocuğunuz sıklıkla gerginse, okula gitmek, ders çalışmak kendisine zor geliyor ve o sürekli ders çalışmayı erteliyorsa, sınavlarına çalışmasına rağmen büyük bir korku ve endişe ile sınava giriyor, mide bulantılarından, huzursuzluklardan ve iştahsızlı |
Devamı |