Uzman Klinik Psikolog Pedagog Betül Baltacı 0533 373 81 23
betuel@baltaci.org
Mutluluğun sırrı
09/04/2014 Mutluluğun sırrı nedir? Yaşlı, tonton bir çift düşünün, elele saygı ve sevgi dolu bir konuşma içerisinde. Herkesin gıpta ile baktığı ve yıllar sonra bile bu heyecanlarına anlam veremediği… Bu kadar stresin yoğun olduğu, çalışma saatlerinin uzadığı, tahammül gücünün azaldığı ve ilişkilerin bu kadar hızlı sonlandığı bir dünyada, kendimize bile vakit ayıramıyorken, sonsuza dek mutluluk nasıl olabilir? Nedir bu mutluluk? Mutluluğun kriterleri elbette herkes için farklıdır. Kimisi için aile birliği bir mutluluk kaynağıdır, kimisi için kariyeri, statüsü ve aldığı para önemlidir. Ama her insan için hiç şüphesiz ki önce sağlık gelir. Sağlığının bozulmaması için iç huzuru önemlidir. İç huzurunun olması içinde insanın kendini değerli ve yalnız hissetmemesi gerekir. Kendimizi yalnız hissetmememiz ve değerli hissetmemiz için de bir hayat arkadaşına ihtiyaç duyarız. Onu seçerken özen gösterir ve aslında hep onunla kalma temennisi ile başlarız bir ilişkiye. Mutlu bir ilişkinin temelinde ne olmalıdır? Herkesin ilişkilerinde farklı öncelikleri vardır ama bir de olmazsa olmazlar vardır. Bazı kriterler vardır ki, bir ilişkide olmadığında, ilişkiyi yıpratır ve sonlanmasına neden olmaktadır. Bu durumda ne yapılmalıdır? 1. Empati kurun! Kendinizi eşinizin/ partnerinizin yerine koyun ve onun açısından değerlendirin. 2. Hoşgörülü olun, tolere edin! Kendisine vakit ayırması için izin verin. 3. Ben değil, biz diye bakın geleceğe! 4. Eleştirmeyin, sizi rahatsız eden hareketleri uygun bir şekilde dile getirin! 5. Asla bir üçüncü kişiye “ara bulması için“ yer vermeyin! 6. Sorunlarınızı ertelemeyin! 7. Ortak kararlar verin, vereceğiniz kararlar her iki taraf içinde önemli olduğundan, ilgisiz kalmayın! 8. Saygılı ve sakin konuşmayı tercih edin! Mutlu bir ilişkide benim payım nedir? İlişkide alıcı olmak kadar verici olmak da önemlidir. Mutlu olmayı istememiz kadar doğal bir şey yoktur. Fakat bizimle olan kişinin de bunu istediğini unutmayalım ve bunun için elimizden geleni önce biz yapalım!!! 1. İlişkinizde konuşun, olumlu veya olumsuz her şeyi paylaşın. 2. Birbirinize vakit ayırın, yapacağınız bir gezi, gideceğiniz bir yemek sizi tekrardan heyecanlandıracaktır. 3. İlişkinizdeki mutluluğu sıkça hatırlayın, bu birbirinizi sıkça hatırlamanıza ve özleme neden olacaktır. 4. Anlayışlı ve saygılı olun, rencide edici, eleştirici durumlardan kaçının. 5. Sorunlarınızı ertelemeyin. Saygılı bir lisanla dile getirin. Altın kurallar 1. Düzeyli, net ve saygılı bir iletişim. 2. Karşı tarafın zaaflarını bilin ama yüzüne vurmayın (unutmayın hiç kimse dörtdörtlük değildir). 3. Eğer her iki tarafta çalışıyorsa finansal paylaşımı konuşun (kira, kredi borcu vs. gibi). 4. Çalışan çiftlerin ev işlerinde yapacakları iş paylaşımı özellikle bayanları rahatlatacaktır. 5. Belirli rollerin paylaşılması önemlidir. Alış-veriş, çocuğun derslerinde yardım, çocukların gideceği etkinliklere bırakılması gibi. 6. İşiniz ne kadar ağır olursa olsun, evinizin dışında kalmasına önem gösterin. 7. Her iki tarafında ilişkisine saygı göstermesi, mutluluğunu kaybetmemesi çabası önemlidir. Buna bağlı olarak sadakat konusunda hemfikir olunmalıdır. 8. Birlikte zevk aldığınız etkinlikler düzenleyin. Elbette cinsellik ilişkide büyük önem taşımaktadır, fakat birlikte yapılan ve sizi mutlu eden etkinliklere de yer verin. 9. İlişkinize değişiklikler katın. Rutin işler ritüeller ilişkiyi zamanla sıkıcı hale getirir, yeniliklere açık olun, yeni yerlere gidin, sürprizler yapın. 10. İlişkinizin olumlu yanlarını keşfedin ve bunu dile getirin. Eşinizin/ partnerinizin sevdiğiniz huylarını ve ilişkiye verdiğiniz değeri söyleyin. Betül Baltacı (Uzman Klinik Psikolog) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Yeme Bozuklukları - 26/03/2014 |
Günümüzde yeme bozuklukları artmaktadır. En sık görülenler ise Anoreksiya Nervosa ve Bulimia Nervozadır. Özellikle genç bayanlarda görülme olasılığı daha yüksektir. Yeme bozukluklarının üç belirtisi vardır |
Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite - 12/03/2014 |
DEHB yani Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tıbbi bir tanıdır. Çocuklukta başlayan bu rahatsızlık erişkin dönemde de belirgin yakınmalarla devam etmektedir. |
Çocuklarda ve ergenlerde görülen psikolojik rahatsızlıklar - 12/03/2014 |
Günümüzde psikolojik rahatsızlıkların görülme yaşı çocuk yaşlara kadar inmektedir. |
Çocuklarda ayrılma korkusu - 28/02/2014 |
Ayrılma korkusu hemen hemen her çocukta görülmektedir. Sevdikleri ve güvendikleri kişiden uzaklaştıklarında bu duruma ağlayarak tepki gösterirler. |
Çocuklarımızda özgüven eksikliğinin belirtileri - 27/02/2014 |
Günümüzde çocuklarda özgüven eksikliği sıkça görülmektedir. Özgüven duygusu 0-6 yaşlarında kazanılır ve bize hayatımızın sonuna kadar eşlik eder. |
Çocuklarda sınav kaygısı - 27/02/2014 |
Çocuğunuz sıklıkla gerginse, okula gitmek, ders çalışmak kendisine zor geliyor ve o sürekli ders çalışmayı erteliyorsa, sınavlarına çalışmasına rağmen büyük bir korku ve endişe ile sınava giriyor, mide bulantılarından, huzursuzluklardan ve iştahsızlı |
Depresyon nedir, nasıl bir tedavi uygulanmalıdır? - 27/02/2014 |
“Depresyondayım” sözünü artık duymayan kalmamıştır muhtemelen, çünkü günümüzde depresyona giren kişilerin sayısı her gün artmaktadır. |
Çocuklarda takıntılara dikkat! - 27/02/2014 |
Takıntılar günümüzde çok yaygın olmakla birlikte hayatımızı olumsuz yönde etkilerler. Toplumun yaklaşık %2-3 ünde görülen bir rahatsızlıktır, fakat fark edilmesi ne yazık ki her zaman kolay değildir. Ortalama başlangıç yaşı 20 olmasına rağmen son dön |
Takıntı nedir? - 27/02/2014 |
Obsesif- kompulsif bozukluklar, yani halk arasında bilinen ismi ile takıntılar son dönemlerde sıkça görülmektedir. |
Devamı |